Fiziksel kaynağımızı, ihtiyacımız doğrultusunda istediğimiz kadar mantıksal parçalara bölerek, toplam sunucu verimliliğini optimize etmeye sanallaştırma deniyor. İş gücü kaybını ve maliyetleri azaltmasının yanı sıra sanallaştırma, işletmelere yüksek verimlilik ve esneklik sağlıyor. Sanallaştırma kısaca fiziksel bir yapıyı alıp mantıksal hale getirmektir.
Sanallaştırılmış bir bilgisayar temelde sadece bir sabit disk dosyasıdır. Bununla beraber sabit diskinizdeki bu dosya, aslında bir yedekleme (backup) dosyası olarak da sayılabilir. Yani bu dosyayı (işletim sistemi ve içindeki uygulamaları) istediğiniz yere taşıyıp sonradan sanal makineye tekrar kopyalayarak çalıştırabilirsiniz. Sanallaştırma çeşitlerini ise şöyle sıralayabiliriz: Sunucu Sanallaştırması, Uygulama Sanallaştırma, Sunum Sanallaştırması, Masaüstü Sanallaştırması ve Depolama Sanallaştırması.
Düşünün bir sistem odasında 100 tane fiziksel server var. Bu serverlerin çalışması için elektrik, birbirleri ile haberleşme için kurulan network cihazları, rack kabinlerin kapladığı alan, soğutma giderleri, arızalandığı zaman ayırdığınız bütçe bakım giderleri peş peşe eklediğiniz zaman cebinizi yakacak tutarda bir rakam ortaya çıkacaktır. Oysa serverlerinizi Sanal ortama taşımış olsaydınız 100 tane sunucuyu bir rack dolaba sığdırarak bakım elektrik soğutma ve kapladığı alandan doğan giderler büyük oranda azalacaktır. 4 adet fiziksel server, bir network disk havuzu ile 100 adet serverı sanal olarak kontrol edebilirsiniz ve yönete bilirsiniz. BT çalışanları için en büyük kabus bir serverın bozulması ve yeniden kurulması işlemidir.Sanal sistemde ise mevcut serverın yedeklerini belirli zamanlarda alıyorsanız, bozulan serverın yerine yenisini koymanız en fazla 30 dakika sürmektedir.Ayrıca sanal ortama taşıdığız serverleri fiziksel ortama fiziksel ortamdaki serverleri sanal ortama kolayca taşıyabilirsiniz.
Okumaya devam et